Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 178.00 TL | 178.00 TL |
200 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 178.00 TL | 178.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 178.00 TL | 178.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 178.00 TL | 178.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 178.00 TL |
Havale / Eft | 178.00 TL |
Posta Çeki | 178.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Kafasındaki düşünceler iyiden iyiye şekillenmeye başlamıştı bu aralar, çok kafa yoruyordu. Kendisini bu kararı acilen uygulamaya içten içe iten abartılı bir duygusallıkla doluydu. Daha önce ballandırılmış hikayeler duyup dinlemişlikleri olmuştu çokça. Ama “çok da önemli değil” geçiştirmelerinden öteye gidememişti. Hayatın rutin bahanelerinden bolca biriktirmişti ne de olsa. Hem sıkardı onu huzurun aşırısı ama yine de denemeye değerdi.
Bir akşam Otogar ’da otobüsün kalkacağı saati beklerken buldu kendisini. Ertesi günün sabahında sanki yeni keşfedilen bir gezegene ayak basmıştı. Valiz tekerleklerinin parke taşlı yolda çıkardığı tıkırtılar eşliğinde hafif yokuştan aşağıya doğru yürümeye koyuldu. Ara sokakları içine sindire sindire, uzun uzadıya dolaştı. Bu kısa gezinti yıllardır içinde uyanmayı bekleyen duyguları canlandırmıştı. “Mekânım Datça olsun” diye boşuna dememişti büyük Şair Can Yücel. Zaten ünlü bilgin Strabon’un “Tanrı çok sevdiği kulunu uzun ömürlü olsun diye Datça’ya gönderirmiş” sözü de bunu doğruluyordu. Bu sözler haklı ve gerçekçi bir tanımlamaydı. Hem de Datça’nın başlı başına bir reklamıydı.
İşte orası, tam da burasıydı. Son zamanlarda sıkça rastladığı bir sloganı hatırladı. “Acelen varsa ne işin var Datça’da” Hem de çok doğruydu. Çünkü Datça hayatın son derece yavaş aktığı olağan üstü bir yerdi. Bozulmamış doğasıyla ve doğallıklarını henüz yitirmemiş insanlarıyla. Buluşacakları kafenin tabelasını gördüğünde yol yorgunluğunun tadını çıkarmaya gelmişti sıra. Ağaçların altında sıralanmış masalar şimdiden yarı yarıya dolmuştu. Dalların arasına gerili kablolardan kocaman ampuller sallanıyordu. Arka fonda çalan enfes şarkılar kulaklarını okşuyordu. Öyle sıradan değildi hiçbirisi. Sahile bakan bir masaya ilişti ve etrafı şöyle bir süzdü. Böylesine büyülü bir ortamın yarattığı atmosfer günün hemen ertesinde yaşayacaklarının adeta provasıydı. Yeni bir aşka yelken açmak isteyip de bir türlü bulamadığı o rüzgar hafiften esmeye başlamıştı…