Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 100.00 TL | 100.00 TL |
200 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 100.00 TL | 100.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 100.00 TL | 100.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 100.00 TL | 100.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 100.00 TL |
Havale / Eft | 100.00 TL |
Posta Çeki | 100.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Akademik kimliğiyle tanınan Ayşe İlker, hikâyeciliğiyle de 1970li yıllardan beri Ana, Töre, Divan, Doğuş, Berceste, Kardeş Kalemler ve Kanat gibi birçok dergide yer aldı. 1986ya kadar yazdığı hikâyeler, Kültür Bakanlığı Gençlik Dizisi içinde basıldı. Kültür Bakanlığının bir projesi olarak yurt dışındaki Türk işçilerinin çocuklarına yönelik hazırlanan hikâye dizisinde Türk Misafirperverliği (Turkish Hospitality) kitabını yazdı ve bunlar, İngilizceye tercüme edilerek yayımlandı. Bir Başka Sevda ve Eflatun Hüzünler isimli iki kitabı Ötüken Neşriyat tarafından yayımlanan İlker, hikâyecilikteki başarısını Türkçeyi arı duru kullanmasıyla perçinledi hep. O, yalnızca bizden olanların hikâyesini yazmadı. Aynı zamanda bizim hikâyelerimizi, bizim dilimizi en latif şekilde kullanarak okuyucuyla buluşturdu. İşte Def ve Mendil de hem o hikâyelerin hem de o latif dilin bir arada olduğu çalışmalardan biri… Nicesinin hayatını, sanki o hayatların tam ortasındaymış gibi anlatan hikâyelerin birlikteliği…
Eve gelen komşuların ağırlanmasından, mahallede yatalak kalıp bakıma muhtaç olan yaşlılara koşulmasından, aşurelerin lokmaların kapı kapı dağıtılmasına, düğünlerle kına gecelerinde kızların süslenmesine kadar her işe sürülen ama çevreye gönlünce bakmasına izin verilmeyip “sağdan yürü, soldan git, önüne bak, arkanı dönme, çabuk gel, oyalanma, oğlanlara bakma, adamlarla konuşma” ikazlarıyla başı hep göğsünün üstüne düşük, sırtı hep büzük, bakışları hep çekingen Zinet! Adını babası, genç yaşta doğum yaparken bebeğiyle birlikte ölen kız kardeşinin hatırası yaşasın ve korunsun diye koymuştu. Zinet’te hala ve bebeği hatırlanacaktı; ama bu daha öte bir şey olmuştu. Zinet’in sırtına bindirilmişti sanki halasının ve bebeğinin hayat yükü.