Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 190.00 TL | 190.00 TL |
200 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 190.00 TL | 190.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 190.00 TL | 190.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 190.00 TL | 190.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 190.00 TL |
Havale / Eft | 190.00 TL |
Posta Çeki | 190.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Prof.Dr. Nazım Hikmet Polat tarafından hazırlanan Ötüken’in Ömer Seyfettin Külliyatı; yazarın sağlığında yayımladığı kitaplar esas alınarak aynı çerçevedeki diğer metinlerin ilgili eserlere eklenmesiyle meydana getirilmiştir. Ömer Seyfettin’in anlatma esasına bağlı beş kitabı arasında roman sayılabilecek tek eser Efruz Bey’dir. Efruz Bey romanındaki bölümler, II. Meşrutiyet Dönemi siyaset ve kültür hayatı etrafında şekillenmiş metinlerdir. Bu metinlerin bazılarında aydın yabancılaşması, bazılarında ise çeşitli şahsiyet zaafları işlenir. Efruz Bey’in sıkça değişebilen bir şarlatan tipi olarak çizilmesi, yazara, hicvedeceği insanlara oklarını kolayca fırlatma fırsatı vermiştir. Efruz Bey herhangi bir hikâyede herhangi bir insanı değil, yabancılaşan aydınımızı temsil etmektedir ve yazar, bu çerçevedeki hikâyeleriyle II. Meşrutiyet Dönemi’nin siyasî, sosyal ve kültürel manzarasını çizmeye çalışmıştır. Ömer Seyfettin’in hikâyeye girmeden önce koyduğu açıklayıcı notun son cümlesi çok anlamlıdır: Herkes seni -bizzat kendi kadar- tanır, Efruzcuğum, bugün hiç kimse sana yabancı değildir; çünkü sen “hepimiz” değilsen bile, “hepimizden bir parça”sın...