Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 110.00 TL | 110.00 TL |
200 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 110.00 TL | 110.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 110.00 TL | 110.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 110.00 TL | 110.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 110.00 TL |
Havale / Eft | 110.00 TL |
Posta Çeki | 110.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Daha önce Metin Eloğlu’nun kitaplaşmamış şiirlerini (İbresiz Bir Pusula, YKY, 2007) derleyen Turgay Anar, dört yıl boyunca 300’den fazla süreli yayını inceledi ve şairin biri hiç yayımlanmamış 25 öyküsüne ulaştı.
Metin Eloğlu, ilk kez kitaplaşan, kimi “karışık teknik”le, kimi de Türk öykücülüğünde belki ilk kez “sen-öyküsel” anlatımla yazılmış, kimileri de gerçeküstü yönelimler taşıyan bu öykülerde, şiirinden bildiğimiz atak, haylaz ve yaratıcı Türkçesiyle İstanbul’u, denizi, Anadolu’yu, adamları ve kadınları ve aşk acılarını anlatıyor…
Bu arada, Sait Faik’in öykücü olmanın temel ölçütlerinden biri saydığı “balık isimlerini bilme” sınavından da “Yıldızlı Pekiyi”yle geçiyor:
“Ah, buraya kışın gelmeliydi: Civarinalar tozu dumana katarken, bir yelken bezine bürünüp, yavru orkinosları, kaplan postlu, dört dikenli dıragonyaları beklemek… Hapı yutan kılıcın nazlı nazlı salınması, gitgide iflahtan kesilmesi… Siyah sarı al benekli minakoplar… Koçan gibi kefalları ileryalardan ayrı koyun… O canım iskorpitler, taş balıkları isperkolar…
Kadınca edalı kupesler… Bulbulyanın o yumuşacık kokusunu bir yol genzinde sezince tebdili şaşan karagözler…”