Kur’ân’da pek çok âyette şu ifade yer almaktadır: Velâtekunu kellezine “şu kişiler gibi olmayınız”. Bazen tekil, bazen de çoğul emir olarak gelmektedir. Eserimizin konusunu Kur’ân’ın bu âyetleri teşkil etmektedir.
Konuyu açıklamak için, her zaman takip ettiğimiz yol, Kur’ân yolu olmaktadır. Kur’ân yolu bizi Allah’a ve sizlere götürecek, gönlünüze ve zihninize indirecek. Sırat-ı Müstakim dediğimiz Kur’ân yolunda, bir taş koyma metodumuz olacaktır. Kim veya kimler gibi olmayacağız? Câhiller, âhirette pişmanlık duyacak olanlar, Kur’ân’ı terkedenler, Allah’ı unutanlar, döndürülenler, lânetlenenler, Allah’a ve peygamberine karşı çıkanlar, küçümseyenler, tefrika çıkaranlar, müşrikler, sorgulamayı engelleyenler, fâsıklar, kâfirler, şüpheciler, taklitçiler vs.
“Gibi olmamak,” farklı olmak, fark oluşturmak demektir. Farklı olma peşinde koşmazsak, medeniyet peşinde koşmazsak, medeniyet, gelişmişlik olmaz. Fark yaratmak için çalışmayanlar ileri gidemezler. Fark yaratmak, karanlığı görüp aydınlığa koşmaktır. Fark yaratmak, aklın çalışmadığı ortamı görüp aklın güneşine doğru hızla yol almaktır. Fark yaratmak, yerinde durmayıp yenilenmek, değişmek ve gelişmektir.
Bu konuyu ele almamızın hedefi, Müslümanlarda bir bilinç oluşturmak; Müslüman kavramının neresinde olduğunu sorgulamasını temin etmektir. Çünkü “Müslümanım” diyor, ama münafıkça, müşrikçe, kâfirce yaşıyor. İşte, yanlış inanç ve yanlış davranışlar içinde kendini Müslüman zannetmesinin yanlışlığını göstermek bizim hedefimizdir.