Elinizdeki kitap 1968’de kendi ülkesinde görüşleri ve muhalif tutumla rı nedeniyle barınamayan ve ülkesini terk etmek zorunda kalan Bauman’ın kaybolduğunu sandığı bir çalışması. Tam basıma hazırlandığı sırada düşünceleri ve eserleri ülke içinde yasaklanan parlak bir düşünüre ait olan bu çalışma adeta “şişeye konulmuş bir mesaj.” Yıllar sonra bir kütüphane arşivinde bulunarak okurla buluşan bu mesaj bize Bauman gibi büyük bir düşünürün 1960’lı yılların sonunda düşünsel çerçevesini nasıl kurduğuna dair birçok değerli bilgi sunuyor. Sosyoloji öğrencileri ve Bauman takipçileri için hazine niteliğinde sayılabilecek bu makaleler toplamında Bauman dönemin eleştirel teorik yaklaşımlarını, kültür okumalarını, eğitim ve gençlik olgusunu, modernitenin ayırt edici niteliklerine eğilen ve daha sonra “akışkan modernlik” kavramına zemin oluşturacak fikirleri okurlarla buluşturuyor. Kültür teorileri ve eleştirel kültür okumaları üzerine Bauman gibi önemli bir düşünürün erken bir dönemde söylemiş olduklarına ulaşmak “şişedeki mesajı” üzerinden yıllar bile geçse değerli kılıyor.
Bauman’ın deyişiyle “şişedeki mesaj” alegorisinde iki varsayım saklıdır: Öncelikle ortada yazılmaya uygun ve şişeyi suya atma zahmetine değer bir mesaj olduğu varsayılır. İkincisiyse bulunup okunduğunda onu bulan kişinin şişeyi açıp içindekini okuma, özümseme ve benimseme zahme- tine değecek bir mesaj olduğu düşünülür. Şişedeki mesaj hayal kırıklığının geçiciliğini ve umudun sürekliliğini, olasılıkların yok edilemez oluşunu ve onların gerçekleşmesine engel olan güçlüklerin aşılabileceğini ifade eder. Umarız bu eser okurlar için böyle bir ifadenin aracı olur…
Zygmunt Bauman: 1925’te Polonya’da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman bağımsız entelektüel kişiliğinden taviz vermemiştir. 1968’de Polonya’dan sınır dışı edilmesinin ardından İsrail’e, oradan da Leeds Üniversitesi Sosyoloji Kürsüsü’nün başına geçmek üzere Britanya’ya gitmiştir. Bu görevini 1971-1990 arası sürdüren Bauman, ilk yıllardan itibaren hemen her konuda sosyolojik bakışın çerçevesini genişleten eserler vermiştir. Bauman genellemeleri seven bir yazardır; ama yöntembilim ve kavram tartışmaları yerine doğrudan toplumla ilgilenir. Eserleri bir sorun ve teşhis etrafında döner. Bu anlamda Britanya geleneğinden kopar. Göçmenliği, öncelleri K. Mannheim, A. Löwe, N. Elias gibi ona da, ampirik ve pragmatik bir geleneğin şekillendirdiği ada kültürüne dışarıdan bakma imkânı vermiştir. Ayrıca onlar gibi, hakikat ve ahlakı sosyolojiye taşır. Bauman kültür ve iktidarın çözümlemesine özel önem vermiş ve bu çerçevede toplum, ideolojiler, milli kimlikler, devlet, ahlaki seçim, modernizm ve postmodernizm konularını ele alarak sosyolojiye yeni bir soluk getirmiştir. Uzun yaşamına pek çok değerli çalışmayı sığdıran Bauman, 9 Ocak 2017’de hayatını kaybetti.