Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 495.00 TL | 495.00 TL |
2 Taksit | 247.50 TL | 495.00 TL |
3 Taksit | 174.90 TL | 524.70 TL |
4 Taksit | 132.41 TL | 529.65 TL |
5 Taksit | 106.92 TL | 534.60 TL |
6 Taksit | 89.93 TL | 539.55 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 495.00 TL | 495.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 495.00 TL | 495.00 TL |
2 Taksit | 257.40 TL | 514.80 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 495.00 TL | 495.00 TL |
2 Taksit | 257.40 TL | 514.80 TL |
3 Taksit | 173.25 TL | 519.75 TL |
4 Taksit | 131.18 TL | 524.70 TL |
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 495.00 TL |
Havale / Eft | 495.00 TL |
Posta Çeki | 495.00 TL |
Kapıda Ödeme | 505.00 TL |
Kapıda ödemeli siparişlerde +10,00TL kapıda ödeme hizmet bedeli ilave edilir. |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Simone de Beauvoir, Goncourt Ödülü’nü kazanan 1954 tarihli romanı Mandarinler’de, diğer eserlerinde de rastlanan feminizm ve varoluşçuluk temalarını, bu kez o yılların Fransa’sının politik ve entelektüel portresini çizen bir aşk hikâyesi üzerinden ele alıyor. İkinci Dünya Savaşı’nın sonundan 1950’lerin ortalarına dek Fransa’daki bir grup entelektüelin yaşamını takip eden Mandarinler, Jean-Paul
Sartre, Albert Camus, Nelson Algren, Arthur Koestler ve bizzat de Beauvoir’dan esinlenen karakterleriyle, örtük bir otobiyografi olduğu kadar, savaş sonrası Fransa’sının sol görüşlü aydınlarının hayatlarını ve çalkantılı siyasi ilişkilerini de inceleyen politik ve felsefi bir roman.
Birçokları için belki de de Beauvoir’ın en güçlü, en karmaşık eseri. Yüksek sesle, “Bunun farkındayım,” dedim. Savaş öncesi, yılların yükünü hissetmeyecek kadar gençtim. Sonra beş yıl boyunca kendimi tamamen unuttum. Ve nihayet kendime kavuştuğumda, boyun eğdiğim gerçekle karşı karşıya kaldım. Yaşlılığım beni bekliyor, kaçacak deliğim yok. Onu şimdiden aynanın derinliklerinde görür gibiyim (. . .)
Mevsimler yeniden başlar, yenilgilerin üstesinden gelinir. Ama çöküşü durdurmanın hiçbir çaresi yok. “Artık kaygılanmak için çok geç,” diye düşündüm, aynadaki görüntümden bakışlarımı çevirerek. “Artık pişmanlık duymak için bile çok geç; tek çare yaşamayı sürdürmek.”