Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 160.00 TL | 160.00 TL |
200 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 160.00 TL | 160.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 160.00 TL | 160.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 160.00 TL | 160.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 160.00 TL |
Havale / Eft | 160.00 TL |
Posta Çeki | 160.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
2017 yılı, Türk sinemasının ilk kurmaca filmlerinin yüzüncü yıldönümüdür. 1917’de Sedat Simavi’nin yönettiği Casus ve Pençe gibi dramatik filmler, Bican Efendi gibi komediler Osmanlı yazarlarınca yerli veya milli sinemacılığın başlangıcı sayılmıştır.
İ. Arda Odabaşı, bir sinema arkeolojisi görüntüsü veren bu kitabında, Türk sinemasının ilk kurmaca filmlerini, bu filmlerin üretim ve gösterim süreçlerini mercek altına alıyor. Bir yandan geleneksel sinema tarihi anlatılarını ve yerleşik kalıpları sorgularken, öte yandan bu süreç hakkındaki yanlışları birincil kaynaklara dayanarak düzeltiyor. Sinemanın daha Osmanlı döneminde sıradan insanın kitle eğlencesi haline geldiğini, 1917-1918’de kayda değer büyüklükte bir seyirci kitlesi bulunduğunu belgeliyor. I. Dünya Savaşı’nın Türkiye’de sinema için bir dönüm noktası sayılabileceğini ortaya koyuyor.
İlk müstehcen film konusunun, sinemacılığın gelişiminde İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin rolünün, Ayastefanos filminin Türk sinemasındaki gerçek yerinin tartışıldığı bu eser, Osmanlı dönemi İstanbul’undaki sinema hayatını zengin bir kaynakçaya yaslanarak resmediyor. Türk sinemasında yerli üretime I. Dünya Savaşı sırasında geçilmesinin bir tesadüf olmadığının altını çizerken; Osmanlıların, gerçek dünyaları yıkılırken kurmaca dünyalarını inşa etmeye koyuluşlarının öyküsünü anlatıyor.