Kanuni bir gün baş mimarı Sinan ı huzuruna çağırarak şöyle demiş: Ey koca mimar! Batı da gittiğimiz en uç ilimiz Mostar da öyle bir köprü yaptırasın ki, bu güne kadar eşi benzeri görülmeye; bakan gözü gönlü fethede; Türk ün adını hatırlata, yaşata! İşte seyri doyumsuz, yıllarca şiirlere, bestelere kaynak olan bu köprüyü, Sinan ın kalfası, bir Bosna çocuğu olan Hayrettin Ağa yapmış. Bir hilâl şekli vermiş ki; bayrağımızı andıran, üzerini bembeyaz mermerlerle döşeyip, 99 basamak yapmış ki, Yüca Allah ımızın tüm güzel adlarınıçağrıştıran. O günden sonra Köprümüz, Boşnakların tüm dünyası olmuş. Onun varlığında, sevdiklerinin hayali adeta bir arada toplanmış. Artık içe işleyen aşk şarkılarının, sevda hikayelerinin esin kaynağı hep oymuş. Sevgiye, dostluğa yönelik tüm duyguların geçiş yolu o olmuş. Kalpler arasında ağı da, bağı da hep o kurmuş. Tüm kurulan düşler onunla bütünleşmiş. Ne yazık ki, 427 yıl süren mutluluklarla örtülü Boşnakların bu dünyası 9 Kasım 1993 günü bir top darbesiyle yıkıldı. Köprülerini koruyabilmek için aylarca yoklukla, açlıkla yılmadan mücadele eden Boşnaklar, o gün yaşamlarının kaynağını, anlamını yitirdiler. O gün herşeyleri, canlarından öte aziz, en değerli varlıklarını kaybetmenin acısıyla kahroldular. Bu belgesel romanda, Köprü nün dününü, hazin sonunu ve Bosna Savaşlarını gün günü yaşayacaksınız. Boşnakların, bir bayrağa kavuşabilmek için, vatan diyebilecekleri bir toprak parçasına sahip olabilmek için, ecdat yâdigarlarını yaşatabilmek için verdikleri mücadeleye içtenlikle hayranlık duyacaksınız. Tüm bu değerler uğruna çektikleri ızdıraplar, gördükleri işkenceler karşısında takdir ettikleri direnci takdir edeceksiniz. Bu kitabı okuduktan sonra UNESCO tarafından, insanlığın yarattığı şaheser eserler arasında yer alan Mostar Köprüsü nün bir sevdalısı da mutlaka siz olacaksınız.