Hiç mesaj bulunmadı
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 1,060.00 TL |
Havale / Eft | 1,060.00 TL |
Posta Çeki | 1,060.00 TL |
Kapıda Ödeme | 1,070.00 TL |
Kapıda ödemeli siparişlerde +10,00TL kapıda ödeme hizmet bedeli ilave edilir. |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Edebiyatımızda hikemî şiirin en büyük temsilcisi olarak kabul edilen Nabi, 1642 yılında Urfa’da doğmuş ve 1712 yılında İstanbul’da gözlerini hayata yummuştur. Nabi, osmanlı devleti’nin yükseliş devrinin sona erdiği, gerileme döneminin başladığı, istikrarsız ve gittikçe yıkılışa doğru yaklaşan imparatorluğun bu tablosu içerisinde yaşamıştır. Bu yüzyılda yaşanan sosyal ve siyasi çözülmenin aksine, edebiyatta yükselmenin doruğunda gelişmeler görülür. Bu yüzyılın Osmanlı şairleri, İran şairleriyle kendilerini mukayese ederek rakipsiz üstünlüklerini ifade ederler. 17. yüzyılın en önemli divan şairi olan Nabi’nin şöhreti, şiirinin ana felsefesini oluşturan hikemî tarzdan gelir. Sağlığında pek çok padişah görmüş, yaşadığı müddetçe devrindeki hemen bütün şairler tarafından üstat olarak kabul edilmişt nadir şahsiyetlerdendir. Çağdaşı olan bütün şairler ondan övgü ve hayranlıkla bahsederler. Kendi devrine kadar devam eden divan şiirinin, artık hemen bütün klasik örnekleri verilmiş olduğundan, onun zamanına kadar çok büyük divan şairleri yetişmiş bulunduğundan, Nabi, şiirde yeni bir yol denemiş ve fikrin, düşüncenin, hikmetin ağır bastığı bir şiir yolunu (hikemî tarz) tercih etmiştir. Onun bu tercihi hususunda Nabi hakkında müstakil bir eser kaleme alan Prof. Dr. Mine Mengi Nabi hakkında şunları söyler: Nâbî, devrindeki şairlerin şiir anlayışını beğenemez, özü itibariyle eski şiir geleneğini devam ettirmelerini kınar ve çağdaşlarını şiire yenilik getirmemekle suçlar. Gerek şairin yaratılışı, gerekse Osmanlı toplumunun o devirdeki bozulmuş düzeni, Nâbî’ye şiirde o zamana kadar söylemiş ve yazmış olanların yolunda yürümemeye zorlar... Ve bunun sonucunda Nâbî, Türk şiirini yeni bir vadiye, fikir ve hikmet vadisine götürmüştür. der. Nâbî, hem manzum, hem nesir eserler vermiştir. Biri Farsça olmak üzere iki Divanı vardır. Farsça Divanı küçüktür. Türkçe Divanında naatlar, kasideler, gazeller ve birçok önemli olay için düşürülmüş tarihler vardır.