Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 90.00 TL | 90.00 TL |
200 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 90.00 TL | 90.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 90.00 TL | 90.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 90.00 TL | 90.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 90.00 TL |
Havale / Eft | 90.00 TL |
Posta Çeki | 90.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Bağımsız bir bilim insanı olan Koller, on altı yıl önce Viyana’da Türkenschanz Parkı’nda bir köpeğin ısırması sonucu sol bacağını kaybetmiş ve o günden itibaren fizyonomi üstüne bilimsel çalışmasına odaklanmıştır. Koller fizyonomi incelemesini yıllarca kusursuz bir tasarı halinde kafasının içinde taşır. Yürüyüşe çıktığı bir gün bir tür aydınlanma ânı yaşar. Tasarladığı bilimsel incelemenin ilk dört bölümünü, sol bacağını kaybetme olayını yaşamadan kısa bir süre önce Viyana Açık Mutfağı’nda (VAM) tanıştığı dört “Ucuzayiyen”in fizyonomileri üstüne araştırmasına ayırmaya karar verir. Eklemeyi kesinleştirdiği beşinci bölümse kendi fizyonomisine ilişkin olacaktır.
Koller’in Ucuzayiyenler adını verdiği delice bilimsel tasarısı gerçekleşebilecek midir? Tesadüfler gerçekten tesadüf müdür?
Ucuzayiyenler, hem trajedi hem fars niteliğinde, tersinin yüzüyle çarpıştığı bir anlatı. Hayatın saçma oluşundan ne azı ne fazlası.
Bernhardı belli bir ölçüde Canettinin yanı sıra kesinlikle Karl Kraus ve Nikolay Gogol gibi figürlerle, bu büyük oruç vaizleriyle ilişkilendiriyorum. Ve zaten öyleydi: Bernhard bir oruç vaiziydi. Ne zaman onu düşünsem bir kilise kürsüsünde görür gibi oluyorum. Pazar cemaatini nefes alamayacak noktaya getirene kadar, deyim yerindeyse hırpalarken. Zaten onun rolü de buydu, öyle değil mi? Bu, Avusturya geleneğinde çok tipik bir unsurdur, 17. yüzyılın Dominikan vaizinin amacı cemaate tövbe ettirmektir; Bernhard işte bunun üstesinden geldi.
W. G. Sebald